Doğal taşlar bilinen en eski dekoratif malzemelerden birisi olması nedeniyle binlerce yıldır insanlar tarafından değişik biçimlerde ve fonksiyonlarda kullanılmış ve önemini koruyarak günümüze kadar gelmiştir. Zamanla gelişen işleme yöntemiyle kullanım şekli ve alanı çoğalmıştır. Taşın dayanıklılığı ve sağlamlığı onun özellikle dış mekanlarda kullanılmasına olanak sağlamış, kalıcı eserler yaratılmasında önemli rol oynamıştır. Doğal taşların doğa ile uyumu, zengin yapısı ve göze hoş gelen estetik görüntüsü ile her zaman tercih edilir. Fakat doğal taşlar yapısı gereği çatlaklı yapıda olan mermerlerin üretim aşamasında ocaktan başlayarak bitmiş ürün olarak çıkıncaya kadar her aşamada önemli ölçüde üretim kayıplarına sebep olmaktadır. Bu durum üretim maliyetlerini arttırdığı gibi aynı zamanda da doğal kaynaklarımızın israfına neden olmaktadır. Özellikle son yıllarda mermer sektörünün ihraç ürünlerinin önemli bir kısmını oluşturan ve birçok mermer işletmesi tarafından üretimi yapılan bej mermerlerimizin tamamına yakını çatlak problemi ile karşı karşıyadır ve bu durum önemli kayıplara yol açmaktadır. Çatlaklı mermerlerde birinci sorun ST kesimi (dairesel testerelerle plakadan blok kesimi) sonrası, cilalama ve ebatlama aşamasında taşın çatlak olduğu hatlardan kırılması ve kullanılamaz hale gelmesidir. Özellikle mermer üretiminde bu tip çatlaklı ve kırılgan taşlarda bu sorun had safhaya ulaşmaktadır.

ST kesiminde iki yöntem izlenmektedir. Birincisi elde edilmek istenen mamul kalınlığı direk olarak ST ‘ den alınmaktadır, ikincisi kalın kesim yapılıp yatay yarma kullanılarak istenilen ürün kalınlığı ikinci aşamada elde edilmektedir. Her iki durumda da taş istenilen ürün kalınlığına geldiği andan itibaren daha kırılgan olmaktadır. Bu aşama cila öncesine karşılık gelmektedir. Genel olarak taşın bu aşamaya gelmesinde de kayıplar olmasına karşın asıl ürün kaybı cila aşamasındadır. Çünkü cila aşamasına gelen mermer incelmiş ve kırılganlığı artmış durumdadır. Bundan dolayı cila öncesi bazı kimyasallar taşın üzerine uygulanılarak taşın sağlamlaştırılması yoluna gidilir.
Çatlak tamirinde kullanılan en önemli kimyasal ürünler epoksi esaslı reçinelerdir. Sektörümüzde “epoksi ” genel adıyla bilinen bu kimyasal malzeme kuvvetli ve akışkan ürünlerdir. Çatlakların içerisine nüfuz edebilme kabiliyetine sahiptir. Taşın durumuna göre gerekirse file ile birlikte de kullanılabilir. Suya, aside ve alkaliye direnci çok iyidir ve zamanla direnç özelliğini yitirmez.

Epoksi uygulaması yaparken dikkat edilecek hususlar

Epoksi uygulanacak taşın tamamıyla kuru olması gerekmektedir. Burada kastedilen taşın yüzey kuruluğu değildir, çatlakların içinin de kurutulmuş olması gerekmektedir. Dolayısıyla doğal kurumaya bırakılan striplerin istenilen ölçüde kuruması oldukça zordur. Bunun için kurumayı kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı fırın sistemleri kullanılmaktadır. Epoksi uygulanacak stripler uygulama öncesi bu fırınlardan geçirilerek kurutulurlar. Bu şekilde kurutulan taşların üzerine fırın çıkışında bir konveyör üzerine epoxy uygulanır.
Epoksi iki kompenantlı bir malzemedir. Birincisi reçine diye tabir ettiğimiz ana malzemedir, ikincisi ise katalizör adıyla anılan donmayı hızlandırıcı malzemedir. Bu iki malzeme uygulama öncesi belirli oranlarda birbirleriyle karıştırılır. Bu uygulama taşın çatlak durumuna göre tüm yüzeye veya sadece belirgin çatlakların üzerine yapılabilir. Bu İşlem taşa fazladan mukavemet kazandırmaktadır ve özellikle taşın üretimden çıkıp uygulanacağı yere ulaşıncaya kadar ki taşınma işlemlerinde zarar görmesine büyük ölçüde engel olmaktadır.

Katrak plakalarında epoksi ve fileleme işleminin birlikte yapılması daha yaygındır. Burada da dikkat edilecek konu kullanılan filenin elyaf esaslı olmasıdır. Naylon bileşimli filelerin yapışma verimi oldukça düşük olup sorun yaratabilmektedir. Epoksi uygulanan taş paletler alınarak ortamın sıcaklığına ve nem oranına göre 12 – 24 saat süreyle kurumaya bırakılır. Tam kuruma sağlandıktan sonra cilalama işlemiyle birlikte üretime devam edilir.

Çatlak tamiri işlemleri, mermer üretiminin son aşamalarındandır. Bundan dolayı bu aşamada yaşanan üretim kayıplarının önemi daha da artmaktadır. Çünkü kesilip ticari hale getirilecek olan taşa, epoksi benzeri uygulamalar yapılmadığı takdirde; plaka haline getirilmiş mermer tamamıyla boşa gitmektedir. Kaybedilen malzeme ve emek maliyetine bakıldığında, malzeme ve dolgu işlemlerinin sanıldığı kadar yüksek maliyetli olmadığı, tam tersine ilave katma değer sağlayarak kar elde etmede önemli avantajlar sağladığı görülmektedir.
Yüksek verimliliği esas alarak çatlak tamiri için kullanılan epoksi esaslı kimyasal malzemelerin genel özelliği, donma sürelerinin uzun olmasıdır. Buradaki amaç çatlak tamiri olduğundan taşın yüzeyine uygulanan epoksinin çatlağın içine nüfuz etmesidir.
İstanbul Teknik, bu farkındalık ile üretmiş olduğu Epoxİstt Ultra Slow Cure Mermer Sağlamlaştırıcı Reçine ile mermer sektöründeki üreticilere, ürün ve hizmet vermektedir.

Yenilikçi üretim süreçleri sonucun da katlı fırın sistemleri için üretilen Epoxİstt Ultra Slow Cure; çatlağın yarattığı süreksizlik ortamını sürekli duruma dönüştürür, çatlağın her iki yüzünü çatlak boyunca sürekli olarak bir birine bağlar ve gerilme birikimlerini önler.Yüksek viskoziteli ve saydam renkli Epoxİstt Ultra Slow Cure; yüksek üretim kalitesine sahiptir.