Latin Amerika başta coğrafi olarak çok uzak gibi görünse de, son yıllardaki gelişmeler sebebiyle farklı görünse de, son yıllardaki gelişmeler sebebiyle farklı pazarlar arayan firmalarımız için göz ardı edilemeyecek ülkeler ve birçok bilinmeyen fırsatlar barındırmaktadır.
Özellikle Meksika, Kolombiya, Brezilya ve Şili’nin başı çektiği bu pazar; 1 trilyon doları aşkın ithalat hacmiyle, birçok Türk şirketi için çok önemli fırsatlar barındırıyor.
Şili, Güney Amerika’nın en açık ticaret rejimine sahip ülkesi durumundadır ve hali hazırda Türkiye dahil 60’tan fazla ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması bulunmaktadır. Ekonomik ilişkileri daha üst seviyelere taşımak ve ticareti çeşitlendirmek için bölge ülkelerinden Şili ile Haziran 2009 tarihinde imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması 2011 yılında yürürlüğe girmiştir.
Bu STA ile birlikte 2004 yılında 200 milyon dolar olan Şili ile ticaret hacmimiz 2011-2013 döneminde 600 milyon dolar seviyesini geçerek büyük bir ivme kazanmıştır.
İstanbul Teknik ihracat gerçekleştirdiği 54 ülkeye ek olarak, ülkemize uzaklığına rağmen Şili’ye gerçekleştirdiği Geotekstil ihracatı ile ticaret haritasına Latin Amerika’yı da ekledi.
Salar de Atacama Lityum Karbonat üretim sahasının genişletilme çalışmalarında kullanılmak üzere ürünlerimizin sevkiyatı gerçekleştirilmiştir. Firma lityum bileşenleri ve lityum hammadde üretiminde küresel bir pazar lideri konumundadır.
Tekrarlanan siparişlerle birlikte müşteri memnuniyetinin doğru stratejik yöntemlerle ve doğru iletişim teknikleri ile sağlandığı ortaya çıkmaktadır.
Şili İnşaat Sektörü
Şili’de gerçekleştirilmesi tasarlanan büyük altyapı ve üstyapı projeleri inşaat malzemeleri konusunda önemli bir ihracat ve işbirliği potansiyeli sunmaktadır. Şili’nin de önümüzdeki dönemde planladığı 30 milyar dolar seviyelerine varan yatırım projeleri dikkate alındığında bunun büyük bir fırsat olduğu görülmektedir.
Genel olarak Latin Amerika pazarına göz attığımızda AB ve NAFTA’nın ardından dünyanın en büyük üçüncü ekonomik entegrasyonu olan MERCOSUR Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay tarafından bu bölgede kurulmuştur.
Bu entegrasyonun yanı sıra 2012 yılında Pasifik İttifakı’nın Şili, Peru, Kolombiya ve Meksika tarafından kurulmasıyla da Latin Amerika’daki ikinci büyük ticaret paktı kurulmuş oldu.
Latin Amerika’da oldukça gelişmiş bir tercihli ticaret ve bölgesel kuruluş ağı bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak korumacılığın çok yaygın olduğu bölge pazarına girmek isteyen Türkiye gibi üçüncü ülkeler açısından pazara girişi daha da zorlaştırmaktadır.
Zira firmalar sadece yerli üreticilerle değil, tercihli anlaşmalardan yararlanan bölge ülkelerinin firmaları ile başa çıkmak ve rekabet etmek zorunda kalmaktadırlar.
Ayrıca, bölgenin ticaret politikalarından kaynaklanan yapısal sorunların yanı sıra uzaklık Latin Amerika ile ilişkilerimizin arttırılmasının önündeki sorunlardan bir diğeri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum doğal olarak nakliye maliyetlerine de yansımaktadır.
Bu sorunlara aşabilmek adına lojistik ve taşımacılık sektörünün bölgeye yönelik özel teşviklerle desteklenmesi ve korumacılığa dayalı yüksek gümrük vergi duvarlarının aşılması yönünde yeni STA’lar önem kazanmaktadır.