Geosentetik ürünlerinde Türkiye’nin global markası olan İstanbul Teknik, yurtdışı fuarlarına hız kesmeden devam ediyor. Dünyanın 53 farklı ülkesine ihracat yapan İstanbul Teknik; İran, Ukrayna, Mısır, Romanya ve BAE’de katıldığı fuarlar ile küresel marka bilinirliğini de güçlendiriyor.
Avustralya’dan Amerika kıtasına kadar dünyanın 53 ülkesine ihracat yapanTürkiye’nin geosentetik devi İstanbul Teknik, katıldığı fuarlar ile gövde gösterisi yapıyor. Dubai’de Big 5, Mısır’da Project Egypt, Romanya’da Construct Expo, Ukrayna’da BuildExpo Kiev ve İran’da Confair Tehran ve Project Tehran fuarlarına katılan Türkiye’nin ilk cam elyaf ve polyester örgülü geogrid üreticisi, dünya pazarındaki payını her geçen gün arttırıyor.
İlk ihracatını kurulduktan sadece bir yıl sonra 1999 yılında gerçekleştiren İstanbul Teknik, aradan geçen 18 yılda 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Kurumsal büyümenin, ülkesel büyüme ile paralel doğrultuda ilerlenmesiyle gerçekleşeceğinin bilinciyle faaliyetlerini yürütüyor. Bunu yaparken de döviz girdisi sağlayarak ülke ekonomisine katkıda da bulunuyor.
“Fuarlar, şirketlerin en önemli tanıtım kalemlerindendir”
Murat Erbaş, İhracat Müdürü
“Firma olarak geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2016’da da uluslararası fuarlara katılımlarımız devam ediyor. Bilindiği üzere fuarlar, şirketlerin en önemli tanıtım kalemlerindendir. Dünyanın en kaliteli ürünlerini üretseniz dahi onları doğru hedef kitleye doğru iletişim kanalları vasıtasıyla tanıtmıyorsanız, bir şey yapmıyorsunuz demektir. İstanbul Teknik olarak, kurulduğumuz günden beri dünya çapında bir marka olmanın hedefleriyle faaliyetlerimizi yerine getirdik. Bunun ilk adımını da 1999’da attık ve bugün dünyanın 53 ülkesine ihracat yapmaktayız. Bu bizim için yeterli mi sorusunun yanıtı açık ve net bir biçimde koca bir ‘hayır’dır. Sürekli gelişen ve değişen sanayiye bağlı olarak aynı doğrultuda paralellik gösteren ekonomi dahilinde daima aktif olmak zorundasınız. Yani bu değişime ayak uydurmak zorundasınız. Çok hızlı hareket etmelisiniz. Organizasyon yapınız, buna uygun dinamizmde olmalıdır. Aksi halde çağın gerisinde kalır ve kaybolursunuz. Zira artık coğrafyalara bağlı ekonomi diye bir durum söz konusu değil. Dün, dünyanın öbür ucu diye tabir ettiğiniz yerler bugün elinizin sadece bir ‘tık’ uzağında. Çin ile aranızdaki mesafe sadece cep telefonunuz kadar uzağınızda. Bu nedenle de dünyayı etkileyen sanayi bazlı teknolojik, siyasal ve ekonomik göstergeleri çok iyi takip etmeli ve okumalısınız. Müşterilerinizi de buna güdülemelisiniz. Burada ortaya bütün müşterilerimize aynı anda nasıl dokunacağız sorusu geliyor. Zira Türkiye’de yaşayan insanlar olduğumuz, bir ailemiz olduğu ve müşteri sayısının her birine ayrı ayrı ziyarete müsaade edemeyeceği kadar çokluğundan ötürü hepsine tek bir seferde dokunabileceğimiz organizasyonlarda yer almalıyız. Fuarlar bu noktada bizim dokunmak istediğimiz müşterileri bir araya getirmesi açısından büyük önem arz ediyor. Şimdiye kadar hem kurumsal marka bilinirliğimiz arttırmak hem de geosentetikler pazarında bir Türk firmasının da dünya standartları kalitesinde ürünler üretebileceğini göstermek için katıldığımız fuarlar burada kalmayacak, bundan sonra da katılımlarımız devam edecektir.”